12 Mart 2009 Perşembe

Trabzonspor'dan Ölüme






Kendisi nedense hep unutulan olmuştur. Hakkında Türkçe kaynak dahi bulmak zordur. 1999-00 sezonunda Trabzonspor formasını giyen Brezilyalı futbolcu Rogerio Oliveira Da Costa'dan bahsediyorum. Karadeniz sahiline konuk olan ilk Brezilyalı futbolcudan yani.

Dönemin basiretsiz Trabzonspor yönetimi tarafından ''zencidir iyidir'' mottosuyla takıma dahil edilmiş fakat başarısız olunca Vanspor'a kiralanmıştı.Daha sonra apar topar Türkiye'den kaçıp Makedonya'ya gitmiş fakat orada yaşadığı ciddi sakatlık onu yeşil sahalardan uzaklaştırmıştır. Sağlığına yeniden kavuştuğunda ise hocası forma vermemiş, yavaş yavaş alkole başlamış ve sonunda finansal problemleri baş göstermiştir. 2006 yılında henüz 3 ay önce doğan ve hiç göremediği oğlunu ve eşini görmek için Brezilya'ya uçak bileti dahi alamaz ve depresyona girer. Alkol ve - söylentilere göre - uyuşturucu dozajını yükseltmiştir.




Bir gün onu yeniden geri kazanmak isteyen arkadaşlarının ayarladığı bir organizasyonda salon futbolu oynar ve o maçta göğsünde bir acı hisseder. Buna rağmen maçın ardından arkadaşları gelmemesi için ikna edemez ve soluğu Braga denilen Brezilya asılların bulunduğu Makedonya muhitindeki bir barda alır.Bar çıkışı komşusu ile dairesine döner ve sabah haber alınamaz.Acıdır ki bir süre sonra eve giren arkadaşları tarafından evinin tuvaletinde ölü bulunur. 29 yaşında geride bir aile bırakarak hayata bir başına gurbet elde veda eder. Ve futbol sadece futbol değildir diye bir tarafını yırtan kimseler tarafından dahi adı anılmaz. Unutulan değerler vardır ve akla yer etmesi gereken bazı gerçekler. Kimileri sahadan çıktğında gerçekten bir yıldız iken, kimileri sadece futbol emekçisidir.

Bize ise vugrinec'in bariz golünü tamamlayayım derken ofsayta kurban ettiği o komik görüntü miras kalır.

9 Mart 2009 Pazartesi

Burası Basra Değil İzmit Körfezi

23. hafta. Lider Sivasspor'un haftalar süren kötü futbolunu puan kaybıyla taçlandırdığı, Trabzonspor'un gol kaçırma rekorları kırarak 3 puanı rakibi Konya'ya hediye ettiği, Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe'nin aldıkları 3 puana rağmen keyif veremediği bu hafta çok farklı bir mücadele vardı.

Sezona Turkcell Super Lig'in veteran oyuncularından oluşan kadrosuyla ve finansal problemleriyle ilk devre itibariyle ligin dibine demir atan Kocaelispor, Sami Yen'den 3, Bursa'dan 1 puan çıkarınca yeniden ligde kalma adına umutlanmıştı.
Eskişehirspor ise yaşadığı mağlubiyetlerin ardından Kayseri'yi yenerek orta sıralardaki yerini korumuştu. Maç her ne kadar Eskişehirspor için çok bir anlam ifade etmez gibi görünse de puan tablosunda altında bulunan takımların seri halde kazandığı puanlar, ligin sonunun Eses'in beklediğinden farklı olabileceğini gösteriyordu.

Tüm bunların yanı sıra uzun yıllar süren HodriMeydan-Eses kardeşliği de geçen sezon gene bu stadyumda oynanan maçtan sonra sekteye uğramıştı.

Öncelikle yıllardır Kocaelispor tribünlerine giden birisi olarak her zamankinden farklı bir atmosfer olacağından emindim.Öyle ki hayatımda ilk kez maç saatinden 3 saat önce bilet kuyruğuna girmiştim İzmit'te.

HodriMeydan tribünü her ne kadar ilk maçta Eskişehir'de "Körfez kümeye" tezahuratını duymuş olsalar dahi "eski dosttan düşman olmaz" diyerek rakip tribüne karşı tezahurat yapmamayı kararlaştırmışlardı.

Eses tribünleri ise kendilerine ayırılan bölümü gayet efektif bir biçimde kullanmaktaydı. Hemen hemen tüm kapasiteyi dolduran 1500 civarı Eskişehir taraftarı takımlarını desteklemek adına yerlerini almışlardı.

Bir yanda kümede kalma ümitlerini sürdürmek için 3 puana mutlak ihtiyaç duyan Kocaelispor öte yanda rahatlamak ve seri yakalamak adına 3 puana ihtiyaç duyan Eskişehirspor. Şüphesiz ki Kocaelispor'un ihtiyacı daha fazlaydı ve maç beklendiği şekilde başladı.Beklenmeyen ve ortamı geren tek gelişme ise Eskişehirspor'un yeni dostu, Kocaelispor'un ebedi rivali Bursaspor'un bayrağının Eskişehir tribünlerinde dalgalanması ve "Bursaspor Oley" tezahuratlarıydı. Bu hareket zaten durum itibariyle agresif olan Kocaelispor tribünlerini daha da germişti.

Kocaelispor hücumu düşünen, Eskişehirspor ise Engin'in yokluğunda Youla ve Batuhan'ın koşularıyla pozisyon arar yapıdaydı.

Taner Gülleri'yi iyi tanıyan Eskişehir savunması onu marke etme konusunda maçın başlarında başarılı olsa da özellikle Murat Hacıoğlu ve Ergün Teber Eskişehirspor'un sağ kanadını ilk yarı boyunca bir hayli zorladı. Direkten dönen topları, 6 pastan dışarıya atılan şutları ile Kocaelispor ilk yarı boyunca bir çok net pozisyonu cömertçe harcadı.

İkinci yarı için takımlar sahaya döndüğünde ise ilginç bir olay yaşandı. Kocaelisporlu futbolcular kümelenip, el ele Kocaelispor tribünlerine giderek destek istediler. Eskişehirsporlu oyuncular da kendi taraftarlarına gidiyordu. Hakem triosu yerini almış, maçın başlaması için oyuncuların taraftarlarıyla vedalaşıp sahaya dönmelerini bekliyorlardı.

Ve ikinci yarı başladı. İlk yarıya nazaran ikinci yarıya hızlı başlayan taraf Eskişehirspor'du. 45. ve 55. dakikalar arası Eskişehir 2-3 net pozisyondan yararlanamadı. Maç karşılıklı ataklarla sürerken Kocaelispor'un kontra atağa çıktığı bir pozisyonda El Saka son derece gereksiz bir taktik faul yaparak kırmızı kart gördü. Bu dakikadan sonra galibiyete daha fazla inanan Kocaelispor hem futbolcusu hem taraftarıyla Eskişehirspor'u boğmaya başladı.

Ve son 10 dakikada Taner Gülleri Kocaelispor adına galibiyeti gol attığı zaman ise o meşhur marş tekrar dile gelmişti;
"kalbimde sadece körfezim yatar
bütün gemiler ise körfezde batar
bu alemde kimse bağlamaz bizi
burası basra değil izmit körfezi"